Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bir yerden bir yere
bir yerden bir yere
Geçmiş
Cümleler
"bir yerden bir yere"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
bir yerden bir yere
from pillar to post
expr.
"bir yerden bir yere"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 135 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
tayin etme (bir yerden başka bir yere)
transfer
i.
2
Genel
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme
transfer
i.
3
Genel
bir yerden başka bir yere geçen
transfer
i.
4
Genel
bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi
ladder
i.
5
Genel
bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık
road
i.
6
Genel
bir yerden başka bir yere geçirme
transfer
i.
7
Genel
bir yerden başka bir yere giden
transmigrator
i.
8
Genel
aktarma (bir yerden başka bir yere)
transit
i.
9
Genel
bir yerden bir yere gönderme
channelization
i.
10
Genel
bir yerden bir yere gönderme
channelisation
i.
11
Genel
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme
jet-setting
i.
12
Genel
bir yerden bir yere dolaşma
vagrancy
i.
13
Genel
bir yerden benzer başka yere giden kimse
hopper
i.
14
Genel
bir yerden başka yere hareket edebilme
locomobility
i.
15
Genel
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak
be in transit
f.
16
Genel
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki)
transplant
f.
17
Genel
tayin etmek (önemli bir yerden önemsiz bir yere/makama)
shunt
f.
18
Genel
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak
be in transit
f.
19
Genel
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi)
transplant
f.
20
Genel
götürmek (bir yerden başka bir yere)
transport
f.
21
Genel
geçirmek (bir yerden başka bir yere)
shift
f.
22
Genel
bir yerden alıp başka yere koymak
shuffle
f.
23
Genel
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak
teleport
f.
24
Genel
bir yerden başka bir yere göç etmek
immigrate to some place from some place
f.
25
Genel
bir yerden başka bir yere göç etmek
immigrate into some place from some place
f.
26
Genel
bir yerden başka bir yere göç etmek
emigrate from some place to some place
f.
27
Genel
bir yerden bir yere göndermek
channelize
f.
28
Genel
bir yerden bir yere göndermek
channelise
f.
29
Genel
bir yerden bir yere zıplamak
hopscotch
f.
30
Genel
av izi sürerken bir yerden bir yere geçmek
hunt
f.
31
Genel
bir yerden başka yere gitmek
locomote
f.
32
Genel
bir yerden başka yere hareket etmek
locomote
f.
33
Genel
bir yerden bir yere gitmek
log [obsolete]
f.
34
Genel
bir yerden bir yere hareket etmek
log [obsolete]
f.
35
Genel
bir yerden bir yere gitmek
run around
f.
36
Genel
bir yerden bir yere gitmek
palmer [dialect] [scotland]
f.
37
Genel
yürüyerek bir yerden bir yere gitmek
pad
f.
38
Genel
sürekli bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili
transmigratory
s.
39
Genel
bir yerden bir yere giden
deambulatory
s.
40
Genel
bir yerden başka yere giden
hopping
s.
41
Genel
bir yerden bir yere seyahat eden
mobile
s.
42
Genel
bir yerden bir yere göç eden
mobile
s.
43
Genel
bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili
locomotory
s.
44
Genel
bir yerden başka bir yere gidebilen
locomotory
s.
45
Genel
bir yerden başka bir yere geçen
of passage
s.
46
Genel
bir yerden başka bir yere
from pillar to post
zf.
47
Genel
bir yerden bir yere anlamı veren ön ek
loco-
ök.
Phrasals
48
Öbek Fiiller
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
blow in
f.
49
Öbek Fiiller
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
blow into
f.
50
Öbek Fiiller
bir yerden başka bir yere arabayla gitmek
drive between
f.
51
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak
convey (something) from (someone or something)
f.
52
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth)
f.
53
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak
convey (something) to (someone or something)
f.
54
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere savurmak
toss about
f.
55
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere geçmek
cross from some place to some place
f.
56
Öbek Fiiller
bir yere gitme için (bir yerden) ayrılmak
leave for some place
f.
57
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere gitmek/götürmek
shuttle someone or something from place to place
f.
58
Öbek Fiiller
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul something from some place (to some place)
f.
59
Öbek Fiiller
bir yerden başka bir yere göç edip durmak
migrate between
f.
60
Öbek Fiiller
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul something (from some place) to some place
f.
61
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere gitmek/götürmek
shuttle someone or something from (person to person)
f.
62
Öbek Fiiller
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
drag something from one place to another
f.
63
Öbek Fiiller
bir yerden başka bir yere taşınmak
move (from some place) (to some place)
f.
64
Öbek Fiiller
kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla gitmek/ gelmek
drive down
f.
65
Öbek Fiiller
(bir yerden başka bir yere) göç etmek
migrate (from some place) (to some place)
f.
66
Öbek Fiiller
(sınırı/köprüyü/nehri vb geçerek) bir yerden bir yere geçmek /gitmek
cross over into some place
f.
67
Öbek Fiiller
sınır, bariyer ya da toprak parçası aşarak bir yerden bir yere gitmek
cross over
f.
68
Öbek Fiiller
bir araçla bir yerden bir yere geçmek
cross with
f.
69
Öbek Fiiller
bir araçla bir yerden bir yere geçmek
cross something with something
f.
70
Öbek Fiiller
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek
deport (someone) from (some place) to (some place)
f.
71
Öbek Fiiller
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek
deport someone (from some place) (to some other place)
f.
72
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere araçla gitmek
drive between
f.
73
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere genişlemek/yayılmak
extend from (something)
f.
74
Öbek Fiiller
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak
extradite (someone) from (some place) to (some place)
f.
75
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere atlamak/zıplamak
swing from (something)
f.
76
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere hoplamak/sıçramak
swing from (something)
f.
77
Öbek Fiiller
(birini/bir grubu) köklerinin olduğu yerden başka bir yere sürmek
uproot (someone or something) from (something or some place)
f.
78
Öbek Fiiller
birini köklerinin olduğu yerden başka bir yere sürmek
uproot someone from
f.
79
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir yerden bir yere göndermek
dispatch someone from (some place)
f.
80
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere gitmek
get around
f.
81
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere ulaşmak
get around
f.
82
Öbek Fiiller
bir şeyi (birinden ya da bir yerden birine ya da bir yere) götürmek/taşımak
convey something (from someone or something) (to someone or something)
f.
83
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere zıplamak
jump about
f.
84
Öbek Fiiller
(birine bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek
see (one) across (something or some place)
f.
85
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
wail on (someone or something)
f.
86
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
cut someone or something up
f.
87
Öbek Fiiller
birini kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla götürmek
drive someone down (to some place)
f.
88
Öbek Fiiller
(bir yerden bir yere) göç etmek
emigrate to (some place) from (some place)
f.
89
Öbek Fiiller
(bir yerden bir yere) göçmek
emigrate to (some place) from (some place)
f.
90
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden/bir yerden bir yere) kaçmak
escape (from someone or something) (to some place)
f.
91
Öbek Fiiller
(birini bir yerden bir yere) tahliye etmek
evacuate someone (from something) (to something)
f.
92
Öbek Fiiller
(birini bir yerden bir yere) sürmek
exile (someone) from (some place) to (some place)
f.
93
Öbek Fiiller
(birini bir yerden bir yere) yollamak/göndermek
exile (someone) from (some place) to (some place)
f.
94
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) götürmek
fly someone or something (into some place) (from some place)
f.
95
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) nakletmek
fly someone or something (into some place) (from some place)
f.
96
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak
fly someone or something (into some place) (from some place)
f.
97
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) götürmek
fly someone or something in
f.
98
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) nakletmek
fly someone or something in
f.
99
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak
fly someone or something in
f.
100
Öbek Fiiller
(bir yerden bir yere) uçmak
fly from something (to something)
f.
101
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
hack someone or something apart
f.
102
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak
haul (something) to (some place) from (some place)
f.
103
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden bir yere) ithal etmek
import (something) from (some place) into (some place)
f.
104
Öbek Fiiller
(bir şeyden/yerden aşağıdaki bir şeye/yere) atlamak
jump from (something) to (something)
f.
105
Öbek Fiiller
(bir şeyden/yerden) atlayıp (bir şeye/yere) inmek
jump from (something) to (something)
f.
106
Öbek Fiiller
(bir yerden/bir şeyden bir yere/bir şeye) göç edip durmak
migrate between (some place or something) and (some place or something else)
f.
107
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak/çalmak
rip (someone or something) to shreds
f.
108
Öbek Fiiller
bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek
see across
f.
109
Öbek Fiiller
(bir şeyden/yerden bir şeye/ bir yere) taşımak
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
f.
110
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir yerden bir şeye/bir yere) götürmek
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
f.
111
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir yerden bir şeye/bir yere) ulaştırmak
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
f.
112
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir yerden çıkıp bir yere) girmek
step out of (something or some place) (and) into (some place)
f.
113
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir yerden çıkıp bir yere) adım atmak
step out of (something or some place) (and) into (some place)
f.
114
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir yerden/kullanımdan/bağlamdan başka bir bir yere/kullanıma/bağlama) aktarmak
transpose (something) from (something) (in)to (something)
f.
Idioms
115
Deyim
(birini/bir şeyi) basında yerden yere vurmak
do a demolition job on (someone or something)
f.
116
Deyim
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
lower the boom (on someone or something)
f.
117
Deyim
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
tear (someone or something) to pieces
f.
118
Deyim
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
119
Deyim
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
tear (someone or something) to ribbons
f.
120
Deyim
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
tear (someone or something) to shreds
f.
121
Deyim
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
tear someone or something to shreds
f.
122
Deyim
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
tear someone or something to pieces
f.
123
Deyim
(bir şey) için yerden yere vurulmak
be slated for (something)
f.
124
Deyim
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
come down (hard) (on someone or something)
f.
Trade/Economic
125
Ticaret/Ekonomi
bir yerden başka yere taşınmanın maliyeti
moving expense
i.
126
Ticaret/Ekonomi
bir yerden başka yere aktarmak
transfer
f.
Law
127
Hukuk
bir yerden bir yere geçerken
in transitu
zf.
Technical
128
Teknik
bir yerden başka yere gitme yetisi
locomotivity
i.
129
Teknik
bir yerden diğer bir yere almak
convey
f.
Transportation
130
Ulaştırma
kişinin/mülkün bir yerden başka bir yere taşınması
transitus
i.
Marine
131
Denizcilik
bir yerden bir yere sürüklemek
overrake
f.
Physiology
132
Fizyoloji
düşük konsantrasyonlu bir yerden yüksek konsantrasyonlu bir yere gerçekleşen madde akışı
endosmosis
i.
Physics
133
Fizik
sıvı veya gazın düşük konsantrasyonlu bir yerden yüksek konsantrasyonlu bir yere geçişi
endosmose
i.
Biology
134
Biyoloji
(besini veya metabolizma ürünlerini) bitki gövdesinde bir yerden başka yere taşımak
translocate
f.
Botanic
135
Botanik
(besin veya metabolizma ürünlerinin) bitki gövdesinde bir yerden başka yere taşınması
translocation
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir yerden bir yere
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy